KİÇİ | 30 × 30 × 10 cm
“Küçük” anlamındaki Kiçi, minimalizm severler için tasarlandı. Kompakt kare formu defterinizi, kitabınızı ve yeniden doldurulabilir şişenizi tam kararında taşır; kutnu şeridinin Antep’ten getirdiği renkli enerji şehre karakter katar.
Kahve molalarından akşamüstü sergilerine kadar yanınızdan ayrılmaz. Kiçi, küçük boyutuna rağmen özenli elde üretimi ve yüzyıllık kutnu kültürünü taşıyarak; nereye giderseniz gidin Solanum’un samimiyetini ve hikâyesini yanınızda bulundurmanızı sağlar.
 
ALACA
“Işığın kutnuya düşmüş hâli.”
Alaca, çok renkli geçişleri ve ikat desenini taşıyan kumaşlara en eski isimlerden biridir. Güneşin doğarken gökyüzüne düşürdüğü o renk oyununu anlatır.
Kırmızı, siyah ve sarı geçişlerindeki cesur armoni, çantaya sıradanlıktan uzak bir enerji katar. Görünenin ardında bir hareket vardır.
 
HEVSEL
“Toprağın ve yeşilin kutnuda buluştuğu yer.”
Hevsel, bereketiyle bilinen topraklara verilen kadim bir isimdir. Kutnunun doğayla uyumlu renkleriyle örülen bu model, sadeliğin gücünü ve duruluğun zarafetini taşır.
Koyu yeşil, toprak ve siyah tonları arasında kurulan denge; çantaya dingin bir karakter kazandırır. Hevsel, gösterişten uzak ama sağlam bir duruş arayanlara…
 
KIZILMA
“Alevin yavaş yavaş dokunduğu yer.”
Eski Türkçede “parlayan kırmızı, alev rengi” anlamına gelen sözcük köklerinden türeyen bu ad, bordo ve kızıl arasında gidip gelen derin tonları anlatır.
Kutnunun bu sıcak ve doygun rengi, sanki yavaş yavaş korlaşmış bir meyvenin ya da güneşte olgunlaşan bir nar tanesinin izini taşır. Gösterişli değil ama çarpıcı. Gelenekten aldığı gücü, sessiz bir iddiaya dönüştürür.
 
MÜREN
“Morenin derin sesi.”
Eski Türkçede “morumsu, koyu renkli” anlamına gelen Müren, nadir rastlanan bir sözcük gibi; tıpkı kutnunun bu ağırbaşlı tonu gibi.
Göz alıcı olmadan dikkat çeker. Sessiz ama kendinden emin. Mürdüm tonunun çizgisel sadeliği, günlük zarafetin en sade hâlini taşır.
 
SAYRU
“Serin gölgeliğin dilinden.”
Eski Türkçede “gölgelik, esintili ve serin yer” anlamına gelir. Fıstık ağaçlarının altındaki sessizlik gibi.
Yeşilin bu koyu ve zarif tonu, sade çizgilerle birleşince dinginlik ve doğallık hissi verir. Az ama öz.
 
ZİLFA
“Gölgede salınan zeytinle morun hikâyesi.”
Zilfa, eski Türkçede “yumuşak ve aheste renk” anlamına gelir. Kutnunun yeşil-mor geçişleri bu sözcüğün zarafetini tam olarak taşır.
Ne mor kadar belirgin ne yeşil kadar sade. İkisinin arasındaki o ton… sanki rüzgârın döndürdüğü bir zeytin dalı gibi.